Benim dünyaya mesajım:
İhtiyacımız olan tek şey sevgi.
Kendinizi sevin ve kendi evreninizi yaratın. Kendini seven insanlar başkalarını ve yaşadıkları yeri sevmeyi de bilirler.
Meditasyon Yapın
İç sesinizi dinlemek için sessiz kalmak gerekmektedir. Bunun için en iyi yöntem meditasyon yapmaktır.
Meditasyon sayesinde rahatlar, stresten uzaklaşırsınız. Son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, günde beş dakika kadar kısa bir sürede yapılan meditasyon bile beynin fiziksel yapısını değiştirebiliyor. Yani, daha iyi konsantre olabilir, duygularımızı daha iyi idare edebilir ve farkındalığı yüksek kararlar verebiliriz. Meditasyon, temelinde nefes olduğu için, aslında çok doğal bir eylemdir. Meditasyonda, aklınız, vücudunuz ve ruhunuz bir olur.
Çok basitçe anlatmak gerekirse, sessiz kalıp, kendi öz benliğinizin sesini dinlemek anlamına gelir. Kendi sesinizi dinledikçe, özde kim olduğunuzu görürsünüz ve farkındalığınız artar. Yaşadıkça kendiniz de faydasını göreceksiniz.
Birkaç basit adımda meditasyon:
Meditasyon yapmak için birçok farklı yöntem var. Eğer meditasyonda yeniyseniz size en basit haliyle, nasıl başlayacağınızı birkaç adımda anlatacağım.
1. Sessiz kalabileceğiniz bir yer seçin.
2. Evdeki diğer insanlara meditasyon yaptığınızı haber verin ki, rahatsız edilmeyin.
3. Rahat kıyafetler giyin ve meditasyona hazırlanın.
4. Saatinizi ya da telefonunuzu arzu ettiğiniz dakikada çalması için kurun. İlk meditasyonunuz için beş dakikadan başlayabilirsiniz. Telefonların sesini kısın ya da rahatsız etmeyin konumuna getirin.
5. Rahat bir şekilde oturma pozisyonu alın, ister bağdaş kurun, ister sandalyede oturun, isterseniz de yerde bacaklarınızı uzatın.
6. Arzu ederseniz güzel kokan bir mum yakın.
7. Derin derin nefes alın ve nefesinize dikkatinizi yöneltin.
8. Nefes aldıkça vücudunuzun rahatladığını hissedin.
9. Vücudunuzun rahatladığını hissettikten sonra, normal şekilde nefes alın ve nefesinize konsantre olun.
10. Aklınıza gelen fikirleri durdurmaya çalışmayın, sadece farkına varın ve nefesinize konsantre olmaya devam edin.
11. Burada nefes alıp verirken nefesinizle sevgi alıp verdiğinizi hayal edebilirsiniz. Ya da kendinize “ne bilmem gerek?” diye sorabilirsiniz. Ya da nefes alırken içinizin mutluluk, huzur ve sevgiyle dolduğunu düşünebilir ve nefes verirken kızgınlığınızı, nefretinizi ve korkularınızı salıverdiğinizi düşünebilirsiniz. Bir mantra seçtiyseniz onu da 9. adımda tekrarlamaya başlayabilirsiniz.
12. Beş dakikanın sonunda alarmınız çaldığında, kendinizi hazır hissettiğinizde gözlerinizi açabilirsiniz.
Kendi Evreninizi Yaratın
Son zamanlara özellikle sosyal medyada herkesin neredeyse her şeyden şikayet ettiğini duyuyoruz. Havalar çok soğuk ya da çok sıcak. İstanbul trafiği berbat, ülkede durumlar çok kötü, işimi sevmiyorum, hayat pahalı, ekonomi kötü... ve liste uzadıkça uzuyor. Bazı şeyleri değiştiremeyiz ama kendi evrenimizi yaratabiliriz.
Bunu nasıl mı yapabiliriz? İlk olarak, yaşadığımız çevremizde küçük değişiklikler yaratarak. Önce evden başlamak gerek, ilk iş, evde enerjinizi alacak ve gözünüzü yoracak fazla eşyalardan kurtulmak. Eğer anne babanız ile yaşıyorsanız ya da evi paylaşıyorsanız odanızdan başlayabilirsiniz.
Size iyi gelmeyen ve enerjinizi tüketen insanlarla az görüşebilirsiniz. Gerçekten gerekmedikçe size iyi gelmeyen insanlarla az görüşün. Müsait olmama hakkınızı kullanın.
Gün içinde en az iki kez sevdiğiniz ve size iyi gelecek bir şey yapın. Kendinizle yalnız kalacağınız bir saat “ben saati” kendinize ayırın. Mesela ben sabahları yoga ve meditasyon yapıyorum. Bu saatlerde kendimle tamamen yalnız kalıyorum. Bunu yapmak başta size zor görünebilir ama ne kadar yoğun da olsanız, çocuğunuz da olsa, inanın bu mümkün.
Sevdiğiniz yemekleri yiyin ve iyi beslenin. Vaktinizin olmadığını düşünerek, her gün işe giderken kahvaltınızı bir kese kağıdına sığdırmayın. İyi beslenme konusunda anlatacağım çok şey var ama burada demek istediğim, vaktinizin olmadığını düşünüp kendinizi sevdiğiniz yiyeceklerden mahrum etmeyin. Yemek yemeye vakit ayırıp keyfini çıkarın.
Son olarak, ama en önemlisi, bakış açınızı değiştirin. Bakış açınızı değiştirdiğinizde hayatınızın değiştiğini göreceksiniz. Kimseyi ve hiçbir şeyi zorla değiştiremezsiniz ama değiştiremediğiniz yöne bakarak ve kendinizi strese sokarak hayatınızı zorlaştırırsınız. Odağınızı sizi iyi hissettiren şeylere yöneltin. Yakın çevrenizdeki insanlarla empati kurmaya çalışın. Çevrenizdeki güzelliklerin farkına varın ve takdir edin. Kendinize vakit ayırdıkça etrafta daha fazla güzel şey görmeye başlayacaksınız, çünkü kendinizi iyi hissedeceksiniz.
Kendinizi Sevin
Günümüzde dünyada açlık, küresel ısınma, politik sorunlar, genetiği değiştirilmiş gıdalar ve buna benzer her birimizi farklı derecelerde etkileyen konularla karamsarlığa düşmek kolay gibi görünür. Sürekli yaşadığımız ülkeden, şehirden, trafikten, geçimsizlikten şikayet ederiz. Özellikle Türkiye koşullarında bu kaçınılmaz gibi görünür.
Aslında öyle gibi görünse de karamsarlığın ve şikayetin moralimizi bozması dışında bize ve çevremize hiçbir faydası yoktur. Şikayet ederek ve kaygılanarak harcayacağımız zamanı çözüm üretmeye ayırabiliriz. Önemli olan bunun farkına varmaktır. Hepimiz insanız, kötü bir şey yaşadığımızda, üzülecek ve moralimiz bozulacaktır ama önemli olan bunu yaşam şekli haline getirmemektir. Bu süreç uzadığında da yardım almaktan kaçınmamalıyız.
Michael Jackson’ın ünlü “Man in the mirror” (Aynadaki kişi) şarkısında dediği gibi, dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyorsan, kendine bak ve bir değişim yap. Yani eğer bir değişim yapmak istiyorsanız önce kendinizden başlamalısınız.
Kendinizi sevmek için önce gerçekten nasıl hissetiğinizi bilmeniz gerekir. Kendinizi, iç sesinizi dinlemeniz gerekir. Bunu ya en sevdiğiniz şeyi yaparak ya da sessiz kalarak yapabilirsiniz. Gerçekten en çok neyi yapmaktan hoşlanıyoruz? Hayattaki amacımız ne? gibi sorulara cevap bulamamış olabiliriz. Bu çok normaldir, çünkü herkes bunun farkındalığına farklı olaylarla ulaşır.