Kendini Sevme Sanatı eğitimi üzerine sevgili danışanım S.S. yazmış 😍Eğitimi merak edenler için aydınlatıcı ve benim için de doğru yolda olduğuma ışık tutan bir yazı.
Merhaba,
“Kendini Sevme Sanat” eğitiminin bir yolcusu olarak, bir türlü doymak bilmediğim bu macerayı kısa da olsa sizlerle de paylaşmak isterim. Aslında Tanrı inancı olan biri olarak bana uygunluğu konusunda şüpheci ve hatta bu şüphelerimi zaman zaman önyargılara da dönüştüğünü gözlemlediğim bir bakış açım vardı bu eğitime. Bununla birlikte içerik hakkında da en ufacık bir fikrim yoktu aslında. Sanırım kendime bir koruma kalkanı edinmeme sebep eğitimin başlığı gereği egosantrik bir deneyim olacağı konusundaki tahminlerimdi. Dolayısıyla içinde bulunduğum inanç yolculuğumda egomu besleyecek, gururumu kabartacak, benliğimi yüceltecek her türlü hareket, düşünce ve elbette eğitim de benim için oldukça tehlikeli bir yerde duruyordu. En nihayetinde insandım ve bu gibi duygulara kapılma ihtimalim de her daim vardı. Bir gün Yeşim’le, evet Yeşim’le diyorum çünkü en yakın arkadaşlarımdan biri ve evet, en yakın arkadaşım olmasına rağmen onun düzenlediği bu eğitim konusunda ona karşı temkinli, dikkatli ve neredeyse konusunu bile açmasına izin vermeyecek kadar da sabit fikirliydim. Ne gerek vardı ki şimdi böyle bir eğitime? Hemen cevap vereyim: Kendiniz için yapabileceğiniz en özel oksijen kürü bu eğitim. Herkesten önce sizin hayatta kalabilmeniz için önemli… Öyle ki siz de sevdiklerinize daha çok ve daha kaliteli yardım edebilesiniz. Tıpkı uçakta hosteslerin oksijen maskesini önce kendinize, sonra çocuğunuza takmanız ile ilgili verdikleri talimat gibi… Peki, nasıl oldu da bu kadar dar görüşlüyken, birden bire bu eğitimi almaya karar verdim? Benim için bu yolculuğun iki özel kısmı vardı. Birincisi tamamen bana uyumlu olarak gidiyor olmasıydı. Yani hiçbir uygulama tamamen Yeşim’in kontrolü altında olmadı. O sadece bir rehber olarak bana başlıkları verdi ve bana bunu kendi inancımla uyumlu bir şekilde uygulamama olanak tanıdı. Tamamen özgürdüm. İkincisi ise sahte umut içermiyor olmasıydı. Sorunları ya da acıları görmezden gelmek değildi amaç, hiç var olmadıkları ya da istersek hiç var olmayacakları gibi bir masal da değildi anlattıkları. Amaç kendime, öncelikle hak ettiğim değeri vermekti, çünkü önce Tanrı bana bu değeri vermişti ve zaten buna karşı olmak bir anlamda O’nun verdiği değeri de yok saymaktı, sonra o değeri nelerin içerdiğini bulmak, nelerin beslediğini yeniden hatırlamak ve dahası da bunu bir yaşam biçimi olarak kaydederek devam edebilmekti. Bana “… komşunu da kendin gibi seveceksin” diyen Tanrı’mın sözlerini bir şekilde yarım yamalak anladığımı fark etmeme sebep olan bir yolculuktu bu üstelik. Daha birçok keşif yaptığım, geleceğimle ilgili yeni ve somut kararlar aldığım zamanlara ve farkındalıklara aracılık etti bu eğitim. Dahası Tanrı ile olan ilişkimi de daha sağlıklı bir düzleme çekti. Sizleri bu eğitimi almaya gönülden teşvik etmek istiyorum. Neye inanırsanız inanın, nerede ve hangi kimlikle yaşıyor olursanız olun bu yolculuk sizi rahatsız etmeyecek. Aksine bu yolculuk sizi daha çok içine çekecek ve farkındalıklarınız sizi şaşırtacak. İnanın bana bunları keşfetmek bile bu kaotik hayatta sizler için nefes alma zamanı olacak. Derin, kaliteli ve yaşam dolu… Tanrı’ya Yeşim için şükrediyorum. Ve ben inanıyorum ki Yeşim’in hazırladığı bu eğitim, gerçekten O’nun ilahi bir hediyesi ona. Daha niceleri için kullanması dileğimle…
Sevgiler… S.S.